HOŞ GELDİNİZ
  Soğanlı harabeleri
 
Soğanlı Harabeleri
 
Ürgüp, Göreme, Ihlara ve Zelve vadilerinin benzeri doğal oluşumun bir sonucu olarak kaya kilise ve mağaralarının bulunduğu Soğanlı Vadisi Roma Dönemi’nden itibaren yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Romalılar taş mekanları mezarlık, Bizanslılar ise yerleşim yeri ve kilise olarak kullanmışlardır. Bölgedeki 50'ye yakın kaya kilise ve mağara içinde özellikle Karabaş, Tokalı, Yılanlı ve St. Barbara Kiliseleri günümüze kadar ulaşan iç süslemeleriyle oldukça dikkat çekicidir.
 
Kayseri-Niğde-Nevşehir üçgeninde yer alan Soğanlı Köyü, Yeşilhisar ilçe merkezine 15 km. mesafede, kaya kiliseleri ve mağaraların bugünkü evler ile iç içe girdiği yeşillikler arasında bir vadi içerisinde adeta bir “açık hava müzesi”dir. Soğanlı, Kayseri’den 80 km., Göreme ve Ürgüp’ten 70 km., Derinkuyu ve Doğanlı yeraltı şehrinden 35 km. uzaklıktadır.

Ürgüp, Göreme, Ihlara ve Zelve vadilerinin benzeri doğal oluşum ile kaya kilise ve mağaralarının bulunduğu Soğanlı vadisi, Roma Döneminden itibaren yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hıristiyanlığın Kapadokya’daki merkezlerinden biri olmuş ve önemini VII ve VIII. yüzyıllarda da sürdürmüştür.
 
Vadi yamaçlarında yer alan kaya mekanlarını, Romalılar mezarlık, Bizanslılarda kilise olarak kullanmışlardır. Soğanlı M.S. IV. yüzyıldan itibaren kiliselerde yer alan duvar freskleri stil açısından 10.-13. yüzyıl dönemini yansıtmaktadır.

Elli civarında kaya kilise ve mağara bulunduğu halde, ancak Balıklı Gök, Tokalı, Karabaş, Yılanlı, Kubbeli, Geyikli ve Tahtalı (Azize Barbara) kiliseleri gezilebilmektedir. Bu kiliselerin hepsinde İsa ve havarilerini konu alan ve (tahrip edilmiş olsalar da) bazıları orijinal halleriyle günümüze kadar ulaşmış olan freskler bulunmaktadır.
 
Soğanlı’da kayalara oyulmuş pek çok kilise ve manastırlar dışında binlerce güvercinlik, mağara ve barınaklar da mevcuttur. Ihlara-Göreme ve Zelve Vadilerinde görülen kaya yerleşimlerini ve kiliselerin benzerlerini ve bunlardan farklı olarak kubbeli kaya kiliselerini de Soğanlı’da görmek mümkündür.

Soğanlı yer hareketleri sırasında çökmelere uğramış ve çöken yerler sel suları ile daha da derinleşmiş; burada uçurumları olan derin vadiler meydana gelmiştir. Yer hareketleri ve erozyon sonucu ortaya çıkan en ilginç doğa manzarası masa biçimli dağlardır. Masa biçimli tepeler ve kubbeli kaya kiliseleri Kapadokya’dan başka bir yerde görülmeyen kültür ve doğa varlıklarıdır.

Soğanlı kaya kilisesinin duvarları değişik renklerle boyanmış durumdadır ve üzerine resimler yapılmıştır. Ayrıca bu kiliseler içinde ve bazı kaya oluklarında dini resimlerin yasaklandığı ikonoklastik döneme ait tek renkli geometrik motifler ve haç resimleri bulunmaktadır. Duvar resimlerindeki konular İncil’den alınmıştır. İsa peygamberin doğumu, vaftiz edilişi, mahkemesi, mucizeleri, çarmıha gerilişi, Hz. Meryem’in başından geçen olaylar, at üzerinde Kudüs’e gidişi ve azizlere ait freskler vardır.
 
Soğanlı vadisinde yer alan önemli kiliseler

Soğanlı Vadisi kiliseleri, Soğanlı Vadisi Yeşilhisar ilçe sınırları içinde, Ürgüp'ün 40 km güneydoğusundadır. İki kısımdan oluşan vadiye Roma döneminden itibaren devamlı olarak yerleşilmiştir. Vadi yamaçlarında yer alan kaya konilerini Romalılar mezarlık, Bizanslılar kilise olarak kullanmışlardır.

Bölgede 50'ye yakın kaya kilise ve mağara vardır. Bunlardan; Karabaş, Gök, Tokalı, Karanlık, Yılanlı, Kubbeli, Balıklı, Geyikli ve St. Barbara Kiliselerini saymak mümkündür.

Karabaş Kilisesi

Soğanlı Vadisinin sağ yamacında yer alır. Buradaki kayalıkta Karabaş Kilisesi’nden başka pek çok mezar odaları ve rahiplerin devamlı olarak kaldıkları mekanlar bulunmaktadır. Soğanlı’da yer alan Karabaş Kilisesi 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Kilise Roma döneminin karakteristik özelliklerini taşır. Karabaş Kilisesi'nin duvarları 11. ve 13. yüzyıllarda tekrar inşa edilmiştir. İlk olarak basit çizgiler ve motiflerle süslenmiştir. Freskler 11. yüzyılda toprak boya ile yapılmıştır. Yağlı boyanın keşfinden sonra toprak boyalar yerine yağlı boyalar kullanılmıştır. Bu kilise Soğanlı’nın sanat değeri bakımından en büyük ve en güzel kilisesidir. Kilise dört kısımdan oluşur.

Hz. İsa’nın doğumu, vaftizi, havlu ile kurulanması, dini mücadeleleri, çarmıha gerilişi ve Saint Jean’in canavarı boğuşu gibi kompozisyonlar, 12 Havari’nin ve diğer azizlerin resimleri, Bizans ve Türk (Selçuklu) motifleri kilisenin iç duvarlarını süslemektedir.
 
Azize Barbara Kilisesi (Tahtalı Kilise)

5. veya 6. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Soğanlı Köyünden batıya uzanan vadinin sonunda yer alır. Duvarlarında, Hz. İsa’nın vaftizi, havariyunlar, deesis, müjde, ziyaret, bakireliğin ispatı, Beytüllahim'e yolculuk, doğum, İsa'nın cehenneme inişi, yedi uyuyanlar ve Saint Jean in canavarı öldürüşü gibi tasvirler, kompozisyonlar, portreler, Bizans ve Selçuk motifleriyle süslenmiştir.

Kubbeli Kilise

14. yüzyılda son seklini almıştır. Yakın çevresindeki diğer kiliselerden farkı; kayaların dışı da boyanarak ve islenerek muntazam kubbeli bir kilise haline sokulmasıdır. Kubbeleri, peri bacasının islenmesiyle oluşturulan kilise, tonozları ile ileri bir mimari özellik gösterir. Kubbenin dışı da boyanarak tezyin edilmiştir. Bu boyalar doğanın dış tesirlerine rağmen asırlardır kaybolmadan, silinmeden bu güne kadar gelmiştir. Kilise iki katli olup iç kısımları diğer kiliselerde olduğu gibi fresklerle doludur.
 
Saklı Kilise

Küçük Kubbeli Kilise’nin alt katına Saklı Kilise denir. Saklı Kilise’nin yakınlarında daha başka kaya kiliseleri ve kaya yerleşimleri bulunmaktadır. Ancak onların fazlaca sanat değeri yoktur. Saklı Kilise ye kuzeyinde bulunan kapıdan girilir. Güneyinde üç bitişik odası daha bulunmaktadır.

Yılanlı Kilise

14. yüzyılda yeniden resimlendirilen kilisenin ilk yapısı çok eskidir. Burada bulunan kompozisyonlar, diğer kiliselerde yoktur. Kilise üç bölmelidir. Üçüncü bölme yontma tas ile inşa edilmiş olup sonradan yıkılmıştır. Kilisenin duvarları, karşılıklı harp nizami almış mızraklı askerler, İsa ve Azizlerin resimleri ile süslenmiştir. At üzerinde olan Saint Jean’in yılana ve kurtlara saldırısı tasvir edilmektedir. Bu kilisede motif bulunmamaktadır.
(Kaynak: kayseriden.biz)
 
Soğanlı Resimleri
 










 
 
  Bugün 24 ziyaretçi (59 klik) kişi burdaydı!
Google
<

..:: Hacı Aslan TEMUR::..

www.kayserili-38-66.TR.GG - www.kayserili-38-66.tr.gg

Sitemize Hoş Geldiniz ..!

Ziyaretçi Defterine Yorumlarınızı Bekliyoruz...

Eğer Sitemizi Beğendiyseniz HEer Zaman Ziyaret Etmeniiz Bekerim

SİZLERİN DESTEĞİ İLE HER GEÇEN GÜN DAHADA BÜYÜYORUZ

www.kayserili-38-66.tr.gg

www.kayserili-38-66.tr.gg



Bedava-sitem.com vazgeçilmez adresi WWW.KAYSERİLİ-38-66.TR.GG

<


♥ Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar. Wendell Phillips

♥ Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır. Bertolt Brecht

♥ Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz. LUKIANOS

♥ Ölümün bizi nerde bekledigi belli degil, iyisimi biz onu her yerde bekleyelim. MONTAIGNE

Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi. (İmam-ı Azam)

Güzel söz söyleyen, kimseden kötü söz işitmez. (Firdevsi)

Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali (r.a))

Sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun. (Hz. Ali (r.a))

Bütün kötülüklerin anahtarı, hiddettir. (Cafer bin Muhammed)

Güzel ahlak; bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür. (Hasan-ı Basri)

Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar. (Mevlana)

Uzun mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. (İmam Gazali)

Cahillerin kalbi dudaklarında, alimlerin dudakları kalplerindedir. (Hz. Ali (r.a))

Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebubekir (r.a))

Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. (Hacı Bayram-ı Veli)

Fırsatlar da bulutlar gibi çabucak geçer gider. (Hz. Ebubekir (r.a))

Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki, ileride kuzu gibi güdülmesinler. (Şeyh Sadi Sirazi)

Cevizi kırıp özüne inemeyen, hepsini kabuk zanneder. (İmam Gazali)

Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir.

♥ Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Merhametli olanlar... Bunlara Rahman olan Allah merhamet eyler. Yerde olanlara merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet ederler. " AÇIKLAMASI: " Her kim, şefkat ve merhamet vasıflarına bürünürse, Yüce Rabbın Rahmetini kazanmış sayılır. Yavaş yavaş ondan gelen Rahmet nesimi (latif rüzgar) önce ruhunu sarar; sonra derece derece bütün dış yapısını kaplar. Ama dış temiz olunca!... Ama Şer'i hükümler onda kusursuz tatbik edilince. Aksi halde, gelmiş olsa dahi, kaçar gider.Allahulâlem"

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " Allahu Teala Hazretleri her yüzyılın başında bu dini ikame edecek birini baas eder." AÇIKLAMASI: "Her yüz sen başında bir müceddid gelir. Esasta değil teferuatta önemsiz değil, önemli değişikliker yapar. Asrın icabına göre bazı ahkâm çıkarır. Muannidlere (inatçılara) cevap verir. Açıklaması kendi zamanına kalan bazı meseleleri açıklar. Bu vazifeyi yapan aynı zamanda Kutup'tur (Kubt'a Gavs da denir). Allahulâlem."

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " Salacağınız bir ip, sizi mutlaka Allah'a ulaştırır." AÇIKLAMASI: "Düşün O'ndan gayri tek varlık yoktur... Abadan'dan öte bir karye (şehir) yoktur. Allahulâlem"

Resullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " Her kim Allah için olursa... Allah onun için olur." AÇIKLAMASI: "Bir kul benliğiden fena bulur (geçer), anını zamanını bir yana atar; varlığını mevhum (kuruntu ürünü) nefsine izafe etmekten vazgeçerse, Hak Tealâ ona kayısız şartsız tecelli eder... Bir başka mana daha: Her kim fiiler, sıfat ve zat yönüyle fenafillah (dünyayı kalbden tekedip tamamen Allah'a C.C. yönelmek) mertebesine ererse, onun mazharında (ortaya çıkma ve görünme yeri) İsm-i Azanm zuhur eder -zat, sıfat ve esma , efal (fiiler) olarak-.Allahulâlem."

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " Yüceliğine yüce, mübarekliğine mübarek Allah dünya semasına nüzul tecellisi eyler ve buyurur: Yok mu tebe eden?... Ki, onun tevbesini kabul edeyim. Hani duacı?... Ki ,onun duasına icabet edeyim." AÇIKLAMASI: "Bu Hadis'e şu Ayeti kerime ile işaret edildi; "ŞU DA MUHAKKAK Kİ BEN, TEVBE EDEN, İNANAN VE YARARLI İŞ YAPAN, SONRA (BÖYLECE) DOĞRU YOLDA GİDEN KİMSEYİ BAĞIŞLARIM." (TA-HA Suresi, Ayet 82) Bu manalardan Allah'u Teala'ya kavuşmayı ANLA... ve bereket bul. Allahulâlem."

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " O mü'min ki insanların arasına girer ve onların eziyetlerine sabreder; bu, o müminden hayırlıdır ki, insanlar arasına giremez ve eziyetlerine sabredemez..." AÇIKLAMASI: "Belirtilen manalardan biride şudur; Tam ve Kâmil insanın manaya talib olan müslümanların arasına girmesi, yalnız kalıp onlara karışmamasından hayırlıdır. (Halk arasına karışmamak, daha ziyade, meczup vasfını haiz saliklere has bir haldir. Ama bu meczup salik de, kendisinden hiç bir şey hasıl olmayan salikten hayırlıdır. Yine, kendisinde hiç bir zuhurat olmayan, meczubdan, fazilet itibari ile daha değerlidir) Allahulâlem. "

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " Şayet Hakkı tam manası ile bilseydiniz; su üzerinde yürürdünüz, dağlar sizinle kayardı..." AÇIKLAMASI: "Eğer Hak'kın varlığında fani olup, O'nunla beka bulsaydınız, elbette herşeye karşı bir tasarruf sahibi olurdunuz... Özellikle icat ve yok etme babında. Ama her ülkede; Âfakta ve enfüste. (Yani hem batını alemde hem de zahiri alemde). Allahulâlem. "

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Hemen herkes dünyadan susuz çıkar, Ancak 'Rahman, Rahim Allah adı ile' diyenler hariç." AÇIKLAMASI: "Her noksan olan, kemal derecesine yönelmek zorundadır. Ta ki O'nu bile. Şayet O'nu bilmiyorsa hakiki kemali bulamaz. Meğer ki bütün esma ve sıfatlara tahakkuk etmiş ola. Ama hem celal tarafındaki sıfatları ile hemde cemal tarafındaki sıfatları ile. Allahulâlem."

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " Eğer Ademoğlunun iki dere dolusu altını olsa üçüncüsünü arzular. Ademoğlunun boşluğunu ancak toprak doldurur." AÇIKLAMASI: "Bir kalp için iki vadi olsa... İş bu iki vadi, ruhun ve nefsin vadileridir. Ve bunlar leduni ilmlerin altını ile dolsa mutlaka üçüncü bir vadininde dolmasını ister. Çünki onun istidadı vardır: Özellikle İlahi feyz kabul etme babında;bir de... evet bir de feyz veren zatta hakikatı bulması babında; bir de... evet bir de verilen feyzle hakikate kavuşmak üzerine. (burada bilhassa , Ademoğlunun gözünü dolduran şeyin toprak olarak anlatılmasından murad, zül haline varn bir fena halini bulmaktır. Özellikle burada fani bir varlığın izzet bucundan zillet enginine düşmesineişaret vardır. Buraya kadar anlatılan manaları şu Ayeti Kerimenin özlü manasına bağlamak icab eder; "HARAM HELÂL DEMEDEN MİRASI YİYORSUNUZ, MALI AŞIRI BİÇİMDE SEVİYORSUNUZ" (Fecr Suresi, Ayet 19-20)





kayserili-38-66
 
 
WwW.KaYsErİLi-38-66.Tr.Gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol